Nike Mercurial

Mercurial

Yıl 1996'ydı ve Nike, Dünya Kupası'nı kazanan Brezilya milli futbol takımıyla yeni formalarını üretmek için ortaklık kurmuştu. Bu başarılı grup o kadar gösterişli ve yetenekli oynuyordu ki Nike, yeteneklerine uygun bir ayakkabı sunmak için güvenilir futbol kramponu Tiempo'yu güncellemeye karar verdi. Bu işbirliğinin ortaya çıkardığı teknolojik açıdan gelişmiş model o kadar ileri görüşlüydü ki, Nike bunun aynı derecede etkileyici bir isme sahip olması gerektiğine karar verdi: Nike Mercurial.

'Mercurial' kelimesi öngörülemez ve ani değişimlere yatkın bir şeyi tanımlayabileceği gibi akıllı, enerjik ve hızlı bir şeyi de tanımlayabilir. Nasıl okursanız okuyun, bu isim hem kramponu hem de onu giymeye devam eden çok sayıda yetenekli oyuncuyu tanımladığı için akıllıca bir seçim. Bunu ilk yapan, çevik hareketleri, müthiş hızı ve öngörülemeyen ayak hareketleriyle Mercurial ismini mükemmel bir şekilde somutlaştıran Brezilyalı bir forvet oldu. Nike yeni kramponunu 1998 Dünya Kupası'na denk getirmek istiyordu, bu yüzden O Fenômeno 1997'de kramponu denemek için getirildi. Marka, onun stiline ve hızına uygun bir ayakkabı yaratabilirse daha iyi oynayacağına ve bunun da izleyenlere tasarımın ne kadar harika olduğunu göstereceğine inanıyordu.

Koşu bölümünün uzmanlığından yararlanan Nike, normalde atletizm pistlerinde kullanılan çivilerden ilham alarak benzeri görülmemiş bir teknolojik süreç uyguladı. Bunlar tasarıma dahil edilerek, kullanıcının daha akıcı ve daha hızlı hareket etmesini sağlayan çok daha aerodinamik bir çivi deseni elde edildi. Bunun yanı sıra, Nike'ın eşlik eden taban plakası teknolojisi eklenerek plakanın kalınlığı 3 mm'den 1,75 mm'ye indirildi. Bu, daha fazla denge ve kontrol için oyuncunun ayağını yere yaklaştıran astronomik bir değişimdi. Daha sonra, sentetik KNG-100 deri saya, önceki tasarımlarda kullanılan kanguru derisinin yerini aldı ve bu bir futbol kramponunda ilk kez gerçekleşti. Birçok yönden normal deri gibiydi ancak daha az su emiyordu, bu nedenle ıslak koşullarda hala hafif özelliklerini koruyordu. Tasarımcılar ayrıca yüzeyine daha geniş bir renk yelpazesi basılabildiği için estetik açıdan daha fazla deneme yapabildiler. Motosiklet endüstrisinden alınan ve oyuncunun topa dokunuşunu geliştiren teknik bir yapışkan madde ile top kontrolünü geliştirmeyi amaçlayan yeni yenilikler tasarlandı. Tüm bunların ötesinde, spor için yeni bir çıta belirleyen 250g'a kadar düşen ilk kramponlardan biri olan inanılmaz derecede hafif bir krampondu.

Nike Mercurial, yeni bileşenleri, coşkulu estetiği ve teknik özellikleriyle oyunu değiştirdi. Dönemin geleneklerine karşı çıkarak hıza daha fazla vurgu yaptı ve bu da Ronaldo'nun etkileyici stiline mükemmel bir şekilde uyarken aynı zamanda daha da yoğun ve hızlı oynamasına olanak tanıdı. Ayakkabı Fransa'daki 1998 Dünya Kupası'nda piyasaya sürüldüğünde Brezilyalı oyuncu Mercurial R9 adı verilen gümüş, mavi ve sarı renklerden oluşan şık bir model sergiledi. Nike'ın yeni kramponunun forvetin büyülü yeteneğiyle özdeşleşmesi uzun sürmedi. Ancak, 1998 onun yılı olmayacaktı çünkü finalde hastalığı nedeniyle sakatlandı ve Brezilya güçlü bir Fransız takımına yenildi. Yine de bu turnuva büyük ilgi gördü ve Ronaldo'nun son düdükten sonra boynunda yeni Mercurial'larıyla üzgün bir şekilde durduğu görüntü özellikle ikonik hale geldi. Aslında bu turnuva Mercurial'in ve Nike'ın Ronaldo ile olan olağanüstü ortaklığının olağanüstü yükselişinin sadece başlangıcıydı. Brezilyalı maestro 2002'de Dünya Kupası'na Nike Mercurial Vapor I adlı son derece hafif bir çift kramponla döndü; bu kramponlar daha çok bir pist çivisini andırıyordu ve olağanüstü hıza sahip oyuncular için mükemmeldi. Bu kez kramponları NikeSKIN tek parça üst kısmı sayesinde sadece 190 gram ağırlığındaydı ve Ronaldo takımı şampiyon olurken sekiz gol atarak turnuvayı ateşe verdi.

O zamana kadar Mercurial sadece Nike için değil, futbol oyunu için de amiral gemisi bir tasarım haline gelmişti. Nike, her nesilde kramponun elçisi olabilecek ve ideallerini temsil eden Mercurial oyuncularını belirlemeye başladı. 2000'li yılların başında, Portekizli genç bir yetenek sporda ses getirmeye başlamıştı. Ronaldo'ya benzer bir topla oynama yeteneğine ve hızlı tempoya sahip bir futbolcuydu. Hatta benzer bir ismi bile vardı. Bu oyuncu efsanevi Cristiano Ronaldo'dan başkası değildi. Bu süre zarfında, ilk büyük turnuvasında Portekiz'le 2004 Avrupa Şampiyonası'nda finale kadar yükseldi, muhteşem bir oyuncu olacağının sinyallerini verdi ve turnuvanın takımında yer aldı. Müsabaka boyunca Mercurial Vapor II'yi giydi ve Nike Mercurial meşalesi R9'dan CR7'ye geçerken küresel futbol sahnesinde yeni bir yıldızın doğuşunu simgeledi.

2000'lerin başında kadın futbolu da gelişmeye başlamıştı ve Mercurial bu gelişimin büyük bir parçasıydı. Ülkesi adına oynarken iki Olimpiyat altınının yanı sıra iki Dünya Kupası kazanan ABD'li Mia Hamm ve 1999 Dünya Kupası finalinde maç kazandıran penaltısıyla dünya çapında ün kazanan ve Nike tarafından desteklenen Brandi Chastain, Mercurial Vapor I ile oynadı. 2003 yılında Nike, kadın ayağının özel şekli için tasarlanan Women's Mercurial Vapor'u yarattı ve kendi imza modelini alan Hollandalı uluslararası Lieke Martens gibi kadın oyununun yıldızlarıyla gelecekteki işbirliklerine öncülük etti.

Yıllar geçtikçe Nike, Mercurial'ı uyarlamaya ve geliştirmeye devam etti ve Mercurial oyuncularının sahadayken mükemmel top kontrolünün yanı sıra yüksek hızlara ulaşmasını sağlayan etkileyici derecede üretken kramponlar üretti. Zaman içinde, bir futbol kramponunda mümkün olduğu düşünülen şeylerin sınırlarını zorlamak için daha yeni teknolojiler eklendi. Nike Mercurial Superfly'ın piyasaya sürülmesiyle böyle bir evrim gerçekleşti. Bu son teknoloji model, 2009 yılında Manchester United ve kulübün yıldız oyuncusu Cristiano Ronaldo tarafından Old Trafford stadyumunda tanıtıldı. Ayakkabı, Nike'ın tasarımcılarının profesyonel futbolcularla birlikte iki yıl süren sıkı çalışmalarının sonucuydu ve geri bildirimleri nihai yapıyı şekillendirdi. Son derece hafif ama aynı zamanda güçlü ve dayanıklı olan karbon fiber taban ile sağlam desteğin yanı sıra hafiflik de sağlayan markanın en yeni Flywire teknolojisini bir araya getirdi. Sadece 185 gram ağırlığında olan ve oyunculara hız, güç ve çeviklikte en üst seviyeyi sunan bu ürün Mercurial adının özeti niteliğindeydi.

Bu yenilik seviyesi Mercurial'ın yolculuğunun ayrılmaz bir parçası haline geldi. Her güncellemeyle birlikte uyum, top kontrol kabiliyeti, dinamik stil ve sağlam tutuş özellikleri gelişse de aslında her Nike Mercurial tasarımı tek bir idealin peşinden koşuyor: göz alıcı futbol. Bu, dünyanın en etkili oyuncularıyla kurulan ortaklıklar sayesinde başarıldı. İki Ronaldo ile olan özel ilişkilerinin yanı sıra Nike, Brezilyalı sansasyonel Neymar Jr için imza modelleri hazırladı ve diğer birçok olağanüstü oyuncunun başarılarını onurlandırdı. Marka, 2019'da Kylian Mbappe'nin elektrikli yeteneğini Mercurial Superfly Mbappe Bondy Dreams ile ödüllendirerek onu kişisel Nike koleksiyonuna sahip en genç oyuncu ve ilk Fransız futbolcu yaptı. Erken yaşta Dünya Kupası kazanan oyuncu o sırada sadece 20 yaşındaydı.

Yıllar boyunca hız, patlayıcılık ve şaşırtıcı bir top sürme yeteneği Mercurial oyuncusunu tanımladı. Mercurial futbol kramponu her zaman bu becerileri geliştirmek için üretildi, belki de bu yüzden dünyanın en kalıcı ve en iyi bilinen spor ayakkabı serilerinden biridir. Yaşamı boyunca, bir kurum haline geldi ve oyunu şimdiye kadar oynamış en heyecan verici futbolculardan bazıları tarafından giyildi. Nike Mercurial, oyunculara en sağlam çekişi, en hafif adımları ve en usta dokunuşları sağlayan bir krampon sunarak ikonik hale geldi.